27 Ağustos 2015

Skylake işlemciler hakkında bilmeniz gerekenler

Intel'in ilk Skylake işlemcileri, artık satışta. Firmanın "tik, tak" planının "tak" kısmını temsil eden Skylake, bir önceki Broadwell yongasının üzerine birçok küçük geliştirme getiriyor. Bunlar arasında daha fazla güç, kablosuz şarja yönelik geliştirmeler ve Thunderbolt 3 desteği var.

Skylake'in neden tercih etmeniz gerektiğini düşünüyorsanız, bu yazımızda sizi ikna edecek 5 nedeni sıralayacağız.

Thunderbolt 3 ile geliyor

Skylake'in en önemli yeniliklerinden bir tanesi, süper hızlı bağlantı standardı Thunderbolt 3 ile gelmesi. Skylake'in sunduğu bu destek, 40Gbps gibi veri aktarım hızlarına ulaşabilmesi anlamına geliyor. Bu hız, şu anki Thunderbolt standardının iki katına, USB 3 ve DisplayPort 1.2'nin maksimum hızının 4 katına denk geliyor.Yaklaşık 1 sene sonra iki 4K ekranı 60Hz'te besleyebilen aktif optik kablolarla karşılaşabiliriz. Cihazlara 100W güç sağlamamız, 60 metreye kadar 15W sağlamamız da Skylake sayesinde mümkün olacak.

DDR4 ve DDR3L desteği

Skylake, DDR bellekleri DDR4 ve DDR3L seviyesine taşıyor. DDR3 spesifikasyonu, 800MT/s'den (saniyedeki milyon transfer) başlıyor ve baskı altında 2133MT/s'ye ulaşabiliyor. DDR4 ise 2133MT/s'den başlıyor.

Overclock edilmesi daha kolay

Skylake'i overclock etmek, en temel seviyede Intel'in Sandy Bridge yongalarını overclock etmekten farklı olmayacak. Farklı olan ise en iyi performansı elde edebilmek için size sunulan yeni seçenekler. Skylake ile birlikte işlemci üzerinde 1MHz'lik çok küçük ayarlamalar yapmanız mümkün olacak (100MHz ile 200-300MHz arasında).Belki de daha heyecan verici olan, K serisi yongaların sonunda masaüstünden notebook'lara gelecek olması. Intel bunun haberini sessiz de olsa Gamescom sırasında vermişti.

Kablosuz bilişime hazır

Hem kurumsal hem de tüketici sektörlerinin uzun süredir beklediği WiGig standardı, Skylake paketinin bir parçası olarak geliyor. WiGig sadece 10 metreye ulaşabilse de heyecan verici, çünkü Wi-Fi'a göre çok daha az enerji harcıyor ve 7GB/s hızlarına ulaşabiliyor. Henüz kablosuz çevre birimler yaygınlaşmış olmasa da, Skylake yongalı bir PC satın alarak geleceği (en azından kısa bir süreyi) garanti altına alabilirsiniz.

Bir miktar performans artışı var

GHz alanında biraz olsun geliştirme yapmayan yeni bir işlemci, tam sayılmaz. Skylake, bu alanda üstüne düşeni yapıyor ve küçük de olsa bir geliştirme sunuyor. Core i7-6700K Skylake yongasını örnek verecek olursak, bu yonga dahili PCI-e 3.0 bant genişliğinde yüzde 40 geliştirme sunuyor - böylece bağlanan depolama cihazları için daha hızlı bir arayüz sunuyor.

Yeni işlemcilerde USB Type-C'yi bir adım ileriye taşıyan geliştirmeler de var.

Sabit diskinizi korumanın yolları

Sabit disk arızaları, veri kaybına en çok yol açan nedenlerden bir tanesi. "Arıza" ile, elektronik veya mekanik bir bileşenin bozulması sonucunda kurtarılması binlerce liraya mal olacak bir durumu kastediyoruz.Bugünkü sürücüler, ne kadar hayatta kalacaklarını gösteren bir MTBF (Mean Time Between Failures - Arızalar arasındaki ortalama süre) puanına sahipler. Çoğu sürücü, oldukça uzun bir zaman olan 300.000 saate kadar dayanabiliyor. Ancak bu, sürücülerin hiçbir zaman yarı yolda kalmayacağı anlamına gelmiyor. Arıza, garanti süresi içinde oluşursa sürücüyü değiştirme olanağınız var, ancak giden verilerinizi geri getiremeyeceksiniz.Ancak bazı durumlarda verileriniz, sürücüden çok daha önemli olabilir. Bu yüzden sürücüleri korumak ve onların ömrünü uzatmak, hayati bir öneme sahip. Bu makalemizde sabit diskinizin ömrünü uzatmanızı sağlayacak, uygulanması zor olmayan ipuçlarını sizlerle paylaşacağız.

Bağlanın ve koruyun

Dalgalanmalara karşı koruma özelliğine sahip iyi bir UPS satın alın. Kötü hava koşulları ve kalitesiz güç kaynakları, elektrik akımında sıçramalara neden olabilir ve sonuç olarak sürücünün tamamen bozulmasına yol açabilir. UPS cihazlarının çoğu, elektrik kesildiğinde sistemi kapatmaya yönelik bir yazılımla geliyor. Verilerinizi en iyi biçimde korumak için bu özellikten faydalanın.

Hava durumuna bakın

Sisteminizin havalandırmasının uzun vadeli kullanım için yeterli olmasına dikkat edin. Nem ve sıcaklıkta ani değişiklikler, diskinizin sağlığı için iyi olmayabilir. PC'nizin sürücülerinin etrafına şöyle bir bakın ve havalandırmaya herhangi bir şeyin engel olmadığından emin olun.Kuru bir iklimde yaşıyorsanız, havaya bir miktar nem ekleyerek statik şok riskini ortadan kaldırabilirsiniz. Üzerinizdeki statik elektrikten yakınlardaki metal bir nesneye dokunarak da kurtulabilirsiniz.

Diskiniz uyuyabilir

Güç yönetimi işlevleri sayesinde diskiniz kullanılmadığında, uyku moduna geçmesini sağlayabilirsiniz. Özellikle geceleri PC'nizi tamamen kapatabilirsiniz. Çalışmayan diskler eskimeyeceğinden kendinizi onları kapatmaya alıştırın.

Dikkatle tutun

Bilgisayarları ve harici diskleri taşırken dikkat edin. Taşıma işlemini sadece gerekliyse yapın ve öncesinde yedek alın. HDD'lerin kullanımı rahat olsa da, bir diskinizi "seyahat diski" olarak kullanmanız, kalan bir veya ikisini ana depolama sürücünüz olarak kullanmanız daha iyi olacaktır.

SMART'sız kalmayın

Sürücünüzü yakından takip etmek önemlidir, bu nedenle bir SMART (Self-Monitoring Analysis Reporting Technology - Kendi kendini izleme, Analiz, Raporlama Teknolojisi) aracı yükleyerek diskinizde olup bitenlere göz atın. Yazma ve okuma hataları yaşıyorsanız, diskinizden alışılmadık seviyede sesler geliyorsa veya motor hızı değişiyorsa, diskinizi değiştirmenin vakti gelmiş demektir.

4.5G Hakkındaki önemli soruların cevapları

Dün düzenlenen 4.5G ihalesiyle hangi frekansı, hangi operatörün işleteceği belirlenmiş oldu. En yüksek tekliflerin toplamda 3 milyar 356 milyon euro'ya ulaştığı ihalede 5 farklı frekans bandında 18 paket dağıtıldı. Ancak isterseniz bu detayları bir kenara bırakıp, biz son kullanıcıları ilgilendiren konulara gelelim. 4.5G tam olarak nedir, ondan kimler, ne zaman faydalanabilecek?

Cevabı bu yazımızda bulacaksınız. İşte 4.5G hakkında bilmeniz gerekenler.

4.5G tam olarak nedir?

Dördüncü nesil kablosuz iletişim ağlarına genel olarak 4G adı veriliyor. Ülkemizdeyse 4G'nin daha gelişmiş bir sürümünün (LTE Advanced) kullanılacak olması nedeniyle, 4G yerine 4.5G kavramı kullanılıyor. Standart 4G bağlantısı, 100Mbps hıza ulaşabilirken 4.5G, bir başka deyişle LTE Advanced, 300Mbps (saniyede 37,5MB) ve üzerine ulaşabiliyor. Şu anki 3G şebekesi, yoğunluğun olmadığı zamanlarda 20-25Mbps'lik hızlara ulaşabiliyor. Ancak bu hızların kağıt üzerindeki teorik sayılar olduğunu belirtmekte fayda var.4.5G'nin 5G'nin sunacağı 1.000Mbps'lik hızlara ulaşmadığını söyleyelim. Bununla birlikte 5G'nin dünya çapında 2020'de yaygın olarak kullanılmaya başlanacağı tahmin ediliyor. Bu yüzden 4.5G'nin 5G'yi beklerken ona hazırlık yapmamızı sağlayacağını da söyleyebiliriz.

Web sayfalarında gezerken, haber okurken veya sosyal ağlarda gezerken zaten yeterince hızlı olan 3G ile yeni 4.5G arasındaki farkı her zaman görmeyebilirsiniz. Ancak 4.5G ile birlikte video ve müzik akış hizmetleri daha kesintisiz çalışacak. Skype ve FaceTime gibi uygulamalar ise daha yüksek görüntü kalitesiyle, takılmadan videolu sohbetler yapmanıza izin verecek. Büyük dosyaları indirirken 4.5G'nin farkını hemen hissedeceksiniz.

4.5G, beraberinde getirdiği VoLTE gibi teknolojiler sayesinde sesli görüşmelerin de kalitesini artırıyor. Üstelik çağrı yaparken karşı tarafla bağlantı kurmanız da çok daha hızlı gerçekleşebiliyor.Bu arada tamamlanan 4.5G ihalesinin ardından 1 km'den daha uzun tüneller ve konvansiyonel tren hatları, yakın bir gelecekte kapsama alanına alınacak. Böylece tünele girdiğinizde bağlantının kopması gibi sorunları artık yaşamayacağız.

4.5G'yi kimler kullanabilecek?

4G destekli telefonlar, 4.5G'yi kullanabilecekler. Piyasada son 1-2 senede çıkan telefonların çoğunda 4G desteği bulunuyor. 4.5G'den mahrum kalmak istemiyorsanız, yeni telefon alırken özelliklerini kontrol etmenizde fayda var.HTC One M9, Samsung Galaxy S6, iPhone 6, iPhone 6 Plus, iPad Air 2 gibi cihazlar, 4G'yi, dolayısıyla 4.5G'yi destekleyen cihazlar arasında.Dördüncü nesil mobil iletişim teknolojisi, planlarda bir aksaklık olmaması halinde, önümüzdeki senenin Nisan ayında hizmete açılacak. 4.5G hizmeti verecek olan operatörlerin 2024'e kadar Türkiye nüfusunun yüzde 95'ine yeni bağlantıyı ulaştırması gerekecek.4.5G frekanslarının
dağıtılmasıyla birlikte 3G hizmetlerinin de kapasitesinin arması bekleniyor. Yani 4.5G kullanılmaya başlandığında 3G'de yaşadığımız bağlantı sorunları da çözülebilir.

Peki 5G ne zaman gelecek?

5G'yi çok yakın bir zamanda kullanmayacağımız kesin. 2018'de testlerinin başlaması beklenen 5G'nin dünya çapındaki kullanımı, 2020'de yaygınlaşacak.Önemli bir bilgi, dün yapılan ihalenin sadece 4.5G değil, aynı zamanda bir 5G ihalesi olması. Yani katılımcılar, ihalede hem 4.5G hizmetleri, hem de 5G teknolojileri için gerekli izinleri almış oldular. Bir başka deyişle 5G'nin vakti geldiğinde, yeni bir ihale yapılmasına gerek olmayacak.

Ve sonuç

3G ile hayatımızdan memnun olabiliriz, ancak 4.5G bu memnuniyeti bir adım ileriye taşıyacak. Akıllı telefonumuzla fotoğraf paylaşırken, video izlerken, WhatsApp mesajları gönderirken, görüntülü görüşmeler yaparken hem daha az takılma yaşayacak, hem de daha akıcı, bazı durumlarda daha yüksek kalitede bir tecrübe elde edeceğiz. 4G destekli bir telefonunuz varsa veya almayı planlıyorsanız, 4.5G keyfi için sadece biraz daha bekleyeceksiniz.

Google'ın akıllı kontakt lens'leri gerçek oluyor

Geçen yıl Google'ın glukoz seviyesini ölçmek için akıllı kontak lensler üreteceği ortaya çıkmıştı. Bu projeyi şu anda Alphabet oluşumunun "L" harfini temsil eden Life Sciences üstlenmiş durumda. Alphabet başkanı ve Google kurucularından Sergey Brin, bu projenin Google X laboratuarı bünyesinden ayrılıp kendi başına faaliyetlerini sürdürecek olan Life Sciences ekibi tarafından geliştirileceğini duyurdu. Akıllı kontak lensler şeker seviyesinin kolaylıkla gözlem altında tutulmasını sağlıyor. Diyabet hastaları için üretilen bu lensler glukoz seviyesini ölçüp kablosuz bir cihaza gönderebiliyor. Böylece şeker seviyesi sürekli olarak kontrol altında tutulmuş oluyor. Life Sciences oluşumu ayrıca aynı çalışmayı kalp ritm ölçümü için de uygulayacak. Bu proje ile birlikte kalp ritmi de akıllı lensler aracılığı ile anlık olarak takip edilebilecek.

109 Yıllık mesaj nihayet elimize ulaştı

Almanya sahillerinde ilginç bir şişe bulundu. Bulunan bu şişe, içerisinde bir mesaj taşımaktaydı ve bu şişenin – ve içindeki mesajın – denize atıldıktan 109 yıl sonra bulunan türünün en eski örneği olduğu düşünülüyor. Şişe, 1906 yılında Kuzey Denizi'ne bırakılmıştı ve Amrum, Almanya sahilinde bir kadın tarafından bulundu. Şişenin içerisinde bulunan kartpostal, şişeyi kim bulursa Birleşik Krallık'taki Marine Biological Association'a (MBA) göndermesini istiyordu ve yapılan şey de tam olarak buydu. Kuruluşun söylediğine göre bu şişe, bir deniz araştırmasının parçası olarak bırakılan 1.000 civarındaki örnekten biriydi. BBC'nin söylediğine göre okyanus akıntılarını inceleyen araştırma, 1939 ile 1945 yılları arasında MBA başkanı olarak görev almış olan George Parker Bidder tarafından yürütülmekteydi. Her şişenin içerisinde yer alan kartpostal, şişeyi bulan ve getiren kişiye bir şilin (shilling – eski İngiliz gümüş parası) önermekteydi. Alman adasında Nisan ayında tatilini geçirmekte olan ve şişeyi bulan eski posta görevlisi Marianne Winkler'a eski bir İngiliz şilini gönderildi. Dünya'nın en eski şişe içindeki mesajı Dünya rekoru, 2013 Temmuz tarihinde Shetland Adaları'nın batısında bulunan 99 yıl 43 günlük bir şişe idi...

Galaksiler çarpışınca sizce neler olabilir

Eğer bu galaksi size biraz dağınık gözükürse, onu affedin. Görülen bu spiral galaksi, astronomların söylediğine göre galaktik bir çarpışma sonucunda ortaya çıkan, şekli bozulmuş ve eğilmiş bir galaksi. NGC 428 adını taşıyan bu galaksi, Dünya'nın 48 milyon ışık yılı uzağında bulunuyor ancak bu Hubble fotoğrafı kendisini çok daha yaklaştırıyor. Hatta detay seviyesi o kadar yüksek ki, arka planda başka galaksileri görmeniz bile mümkün oluyor. Gözüken karanlık alanlar, yıldızlararası toz çizgileri ve parlak pembe ve kırmızı alanlar, yeni yıldızların ortaya çıkmakta oldukları parlak gaz bulutlarını gösteriyor. NGC 428'de pek çok yıldız oluşumu bulunmakta ve bunların en büyük sebebi, galaksiyi şu anda bulunduğu bozulmuş konuma sokan çarpışma olarak görülüyor. İki galaksi çarpıştığı zaman, devasa miktarlardaki yıldızlararası gaz bulutları zorla bir araya getirilmiş oluyorlar ve inanılmaz bir basınç ve ısı ortaya çıkıyor. Bu ani ısı ve basınç yükselmesi de, yeni yıldızların oluşumlarını tetikliyor.